Mersin’in Tarihçesi
Mersin nüfusu, 1980 sonrası yoğun bir göç yaşaması sebebi ile karşı karşıya kalarak devamlı artış göstermiştir.
Bu artış oranları nedeni ile, bölge ve Türkiye nüfus artış oranlarının üzerinde yer almıştır. Bu anlamda Mersin bir göç merkezi olarak kabul edilmiştir.
Kentler gelişimini sürdürmüştür. Mersin’in yaşam koşullarının çok uygun olması, turizm, sanayi, ticaret ve son 10 yıldır da üniversite olma özelliklerini içerisinde barındırıyor olması Mersin’i vazgeçilmez kılmıştır.
Mersin’e göçe iten asıl kaynaklık eden itici faktörler de vardır. Mersin’de kentsel gelişim açısından gecekondulaşma, düzensiz yapılaşma, çevre kirliliği gibi çeşitli sorunlar oluşmuştur.
Bütün bu sorunlarına rağmen Mersin, Akdeniz boyunca uzanan, sonu gelmeyen temiz sahilleri, portakal ve limon bahçeleri ile birçok tarihi eserin yer aldığı, ülkemizin kendi kendine yetebilen şehirlerinden birisidir.
Türkiye’nin en büyük gökdeleni, cumhuriyet tarihinin en büyük ikinci camisi ve Hıristiyan dünyasının önemli merkezlerinin de bulunduğu harikalar içeren şehrimizdir.
- Soli Antik Kenti
Mersin’in Mezitli ilçesine bağlı olan Viranşehir’deki antik kent, M.Ö 700 dönemlerde yerleşim yeri haline gelmiştir. Persler, Makedonya İmparatorluğu, Selevki İmparatorluğu tarafından hükmedilmiş. Kalıntıların bazıları günümüzde hala sağlamlığını koruyor.
- Anemurium Antik Kenti
Anamur’un ismini aldığı yer olarak bilinen antik kent, Anamur’a sadece 7 km mesafede yer almaktadır. Kolaylıkla ulaşabileceğiniz antik kent, tarih boyunca birçok medeniyete mekân sahipliği yapmıştır. En çok Roma ve Bizans’ın eserlerine, kalıntılarına rastlanılan kentte, tiyatro, hamam, kilise ve mozaikler gibi yapılara rastlanabiliyor.
- Olba Antik Kenti
Mersin’in Silifke bölgesine bağlı Uzuncaburç’ta bulunan Olba Antik Kenti’nin geçmişi binlerce yıl öncesine dayanmaktadır. Antik dönemde Olba Krallığı’nın başkenti ve ticaret merkezi olan antik kent, dini açıdan da önemli yere sahiptir. Hristiyanların önemli kiliselerinin bulunduğu yerleşim yerinde, Roma ve Helen dönemine ait eserler ve kalıntıları da görebilirsiniz.
- Uzuncaburç Kalıntıları
Uzuncaburç kalıntıları Silifke’nin 30 km kuzeyinde yer alan, devasa bir antik kalıntı bölgesi. Helen döneminde Olba Krallığı’nın ibadet yerlerinden olan yerleşim yeri, M.S 72 yılında kendi adına para bastırabilen bir yapı olarak biliniyor. Zeus Tapınağı, Tören Kapısı, Sütunlu Cadde ve pek çok önemli kalıntıları görebileceğiniz antik kent, ölmeden önce görmeniz gereken yerler arasında.
- Ören Yeri
Erdemli ilçesinin Ayan Mahallesi sınırları içinde bulunan ören yeri, Roma, Bizans ve Helenistik dönemin dokusunu halen taşıyor. Bazı kalıntıların ayakta kaldığı yerleşim yerinde, taş döşemeli alt yapısı tamamen sağlam kalmış bulunmaktadır. Sarnıçları ve lahitleri gözlerinizle görmek istiyorsanız, burası tam size göre. Muhteşem bir büyüleyici özelliğe sahip olan ören yeri her bölgeden turistlerin göz bebeği olmaya devam ediyor.
- Kelenderis Antik Kenti
Mersin’in Aydıncık sınırlarında bulunan Kelenderis, yaklaşık 6 bin yıl önce yaşamın başladığı yerleşim yerlerinden biridir. Eski adı Gilindire olan kentte, Hititliler’le Luvi halkı yaşamını sürdürmüş. Antik dönemden günümüze çok fazla eser kalmamış olsa da, limanın güneyinde bulunan surlar, antik kentin tarihi dokusunu yeterince karşılıyor.
- Nagidos Antik Kenti
Nagidos Antik Kenti, Mersin’in şehir merkezine 200 km mesafede bulunuyor. Mersin – Antalya karayolu üzerinden ulaşılabilirliği olan kentte tarihi kazı çalışmaları günümüzde hala devam ediyor. Günümüze ulaşabilen buluntu sayısının çok az olduğu kentte, sur duvarlarını ve kilise yapılarının birkaçını görebilirsiniz. Tarihi dokusunun yanında, harika bir deniz manzarasına da sahip olan kente gittiğinizde, denize girebilirsiniz.
- Korykos Antik Kenti
Mersin’in Erdemli ilçesinde bulunan Korykos, Mersin’in en çok gündemde olan kalelerinden Kız Kalesi’ni de içinde yer ediniyor. Gezilip görülmeye değer bir yapıttır.
- Titiopolis Antik Kenti
1964-1968 Yılları arasında Kilikya’da yapılan araştırmalar da bulunan harita bilgilerine göre, bugün Mersin’in Anamur ilçesinde yer alan bölgenin Titiopolis olduğu ortaya çıkmıştır. Hakim tepede yer alan kent, Anamurium Antik Kenti’ne çok yakın mesafededir. Tarihi net olarak bilinmeyen antik kentin, çok fazla olmasa da geriye kalmış kalıntıları halen günümüzde yer almaktadır.
- Elaiussa Sebaste Antik Kenti
Kalıntılarının M.Ö 2.Yüzyıla ait olduğu tahin edilen antik kent, Ayaş beldesinin içindeki Kız Kalesi’ne 22 km yakınlıkta bulunuyor. Roma ve Bizans döneminde yerleşim yeri olarak kullanılan kentte 1995 yılından beri kazı çalışmaları halen devam ediyor.
- Kanlı divane
Mersin bölgesinin en büyük kalıntısı olan Kanlı divane Obruğu’nun çevresinde kurulan antik kent, tarım ekonomisi konusunda da en çok geliştiği kentlerdendir. Olba Krallığı sınırları içinde yer almış olan kentte, zeytinyağı üretimi de yapılmış. 1970 yılında yapılan kazılarla bulunan eserler, günümüzde de ziyarete açık.
Kaleler
- Mamure Kalesi
Mersin turistlik bölgelerinde Mamure Kalesi’nden bahsetmemek olmaz. Mamure Kalesi, 4.Yy’da Romalılar tarafından yaptırılan bir kale diye bilinmektedir. Pek çok medeniyete ev sahipliği yapan kale, birçok kez saldırıya uğrasa da yapılarını korumayı, günümüze kadar gelmeyi ve ayakta durmayı başardı. 1221 Yılında Selçuklular tarafından fethedilen kalede, Orta Çağ’ın izleri kaybolmamış durumdadır.
- Mut Kalesi
Mut Kalesi’nin yapım tarihi net olarak bilinmiyor. Ancak ilk çağ yapısı olduğu düşünülen kale, Evliya Çelebi’nin sıkça bahsettiği yerlerden biridir. Evliya Çelebi bahsinde, Karamanoğlu Yakup Bey’in, Rumlardan almak istediği kale için 70.000 askerin öldürdüğünü de söyler. Buradan yola çıkarak evliya çelebi zamanından çok seneler öncesinde varlığı bulunmuştur.
- Kız Kalesi (Deniz Kalesi)
Korykos Antik Kenti’nin içerisinde bulunan Kız Kalesi, Mersin’in en meşhur kalelerinden. Denizin ortasında bulunan adanın üzerine inşa edilen kale, kumsala da yakın olduğu için ortaya harika bir manzara çıkıyor. 1119 yılında günümüze kadar yapısını koruyabilmiş.
- Silifke Kalesi
Adından da anlaşılacağı üzere Silifke ilçesinde yer alan Silifke Kalesi, Bizans’tan çok daha öncesine dayanan Selevkos’lar zamanından kalmadır. Osmanlı’yla beraber Türklerin eline geçen kale, 185 metre yüksekliğindeki tepede yer almaktadır. Mersin’i manzarayla gözetleyen kale, günümüzde de tarihi güzelliğini sürdürmeye devam ediyor.
- Mezgit Kalesi
Her ne kadar mezgit kalesi ismiyle anılsa da, aslında burası bir anıt mezarıdır. M.S 700-800’lü yıllarda yapıldığı tahmin ediliyor. Anıt mezar Roma Dönemi mimarisinin izlerini taşıyor. 7,8 metre yüksekliğindeki anıt mezarın bir diğer adı da, ‘‘Korkusuz Satrap Mezarı”.
Pek çok medeniyetin eline geçen kale, sahip olduğu çoğu yapıyı ve eseri koruyamasa da, kale kapısını ve kuzeydeki duvarlarını koruyabilmiş. Genellikle uçurum gibi gözüken burnuyla bilinen kale, fotoğraf çekmek isteyenlere korku veriyor.
Ve bunlarla da bitmiyor…
Gediği Kalesi, Çandır Kalesi, Sinap Kalesi, Softa Kalesi, Gözne Kalesi, Meydancık Kalesi, Yelbiz Kalesi, Hebili Kalesi, Lampron (Namrun) Kalesi, Yeniyurt Kalesi, Tokmar Kalesi.
- Tarihi Yapılar
Tekirambarı Sarnıcı, Gözlükule Höyüğü, Taş Köprü, Roma Yolu, Adam Kayalar, Yumuktepe Höyüğü, Eski Tarsus Evleri.
- Kilise ve Camiler
Alahan Manastırı, Aya Thekla Manastırı, St. Paul Kilisesi, Dağ pazarı Kilisesi, Cambazlı Kilisesi, Tarsus Ulu Cami, Tarsus Eski Cami, Eshab-ı Kehf Cami ve Mağarası, Mamure Cami, Sultan Alaeddin Cami, Kubat Paşa Medresesi
- Müzeler
Mersin Arkeoloji Müzesi, Tarsus Müzesi, Narlı kuyu Mozaik Müzesi, Anamur Müzesi, Taşucu Amphora Müzesi, Nusret Mayın Gemisi.
Bir önceki yazımız olan İzmir'in Tarihi Ve Turistik Yerleri başlıklı makalemizde izmir ili tarihi ve turistik yerleri, izmir merkez tarihi ve turistik yerleri ve izmir şehrinin tarihi ve turistik yerleri hakkında bilgiler verilmektedir.